İlk Çağlarda İktisadi Düşünce

M.Ö. 3500 yılında yazının bulunmasıyla başlayıp Roma İmparatorluğu'nun bölünüp (MÖ.395) Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküş dönemi (MÖ.476) olan V.yüzyıla kadar devam ettiği kabul edilen ilk çağ,yani Antikite'de,bir Yunanlı için devletin dışında bir hayat mümkün değildir.Antik çağda Yunanistan'da devlet somut bir gerçektir.Schumpeter'e göre Antik Yunan düşüncesi en soyut halinde bile toplumsal hayatın somut sorunlarıyla ilgilidir.Bu sorunlar ise,genellikle Helen site-devleti yani ''polis'' üzerinde odaklanmıştır.

Yunanlılara göre polis,uygarlığın tek mümkün biçimidir.Bu nedenle eski Yunan filozofları sadece siyaset bilimi üzerinde yoğunlaşmışlardır.Evrene ve dünyaya polisten bakmaktadırlar.
İktisadi düşünceler de genellikle aristokratik,köleci site-devletinin ahlaki sorunlarına odaklanmış olan siyaset felsefesi içinde yer almaktadır.

  Bu felsefeyi anlamak için,Eski Yunan toplum yapısının en belirgin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

*Toplum,tarımsal karakterlidir;bugünden farklı olarak,tarım toplumları tarım-dışı nüfusu besleyebilir güçtedir.Ancak,geçimlik ekonomi düzeyinde üretim yapıyorlardı.Başka bir deyişle,köylü kendi ihtiyacı için üreten ve tüketen bir yapıdaydı.Kısaca aile-ekonomisi geçerliydi.
İlk Çağda Köleler

*Bu dönemde,nüfusun azınlığını oluşturan özgür kesim dışında,yine özgür fakat toprak sahibi olmayan yerleşik yabancılar (metekler) ve çoğunluğu oluşturan köleler toplumu oluşturuyordu.İktisadi üretim büyük ölçüde köle emeğine dayanıyordu.Özgür kesim ve aristokratlar çalışmayı ve her türlü iktisadi faaliyeti hor görüyorlardı.Piyasa öncesi toplumlarda servet genellikle gücün ve kuvvetin bir sonucu olarak elde ediliyordu.

*İktisadi faaliyetler hor görülürken,bu toplumda en değer verilen ve ödüllendirilen faaliyetler siyasi yöneticilik,askerlik,kahramanlık ve dini statülerdi.Toprak bu kesimlerin elindeydi.Toprak mülkiyeti hakkı sadece bu kesimlere yani Yunan vatandaşlarına ait olduğu için siyasi haklar da esasen toprak sahiplerine tanınmıştı.Dolayısıyla siyasi haklardan mahrum kalan köle ve meteke'ler zorunlu olarak ticaretle uğraşıyorlardı.

*Toprak mülkiyeti bir kişinin servet ve sosyal statüsünü belirleyen en önemli unsurdu.Ayrıca antik Yunan site devletlerinde topraktan vergi alınmaması da söz konusu kesimi,ayrıcalıklı ve zengin yapıyordu.Dolayısıyla servetin büyük kısmı bu servetin oluşmasını sağlayan üretici kesimine yani kiracı veya ortak olarak toprağı işleyen köylüye gitmediğinden bu kesim yoksulluk sınırında yaşamışlardır.

Buraya kadar özetleyecek olursak,O dönemlerde sahip olunan anlayışın,modern iktisadi düşünce sistemi ile çok az ortak yanları vardır.Örneğin modern piyasa toplumundaki özgür emek,sermaye,serbestçe alınıp-satılan tarım toprağı gibi modern piyasa toplumundaki üretim faktörleri henüz mevcut değildir.Sonuç olarak Yunan toplumunda Yunan filozofları için çağın koşulları gereği iktisat henüz olgunlaşamamış ve siyasetin  gölgesindedir.

''İyi insanların doğru davranması için
yasaya lüzum yoktur.
Kötü insanlar ise yasayı çiğnemenin
bir yolunu zaten bulur''

                     
  -Platon-
Eski çağ Yunanda iktisadi faaliyetlerin neden çok fazla önem ihtiva etmediğini bir çok Yunan filozofun söylemlerinden yola çıkarak anlayabiliriz.Örneğin Platon (M.Ö. 427-347) devletin en önemli işlevinin,''yöneticilerin seçimi ve denetimi''olduğunu söylemiştir.Bu nedenle Platon gibi filozofların fikirleri toplumun yapısını da etkilemiş ve iktisat biliminden ziyade devlet yönetimi bilimi,Yunan düşünürlerin esas olarak üzerinde durdukları konu olmuştur.

Bu dönemde ''bireylerin evini iyi yönetmesi,devletin de iyi yönetilmesine olanak sağlayacağı'' anlayışı söz konusuydu.Bununla ilişkili olarak ''ekonomi''teriminin kökeni olan ve ilk kez eski Yunanda Ksenefon(Senofon)
(MÖ 430-354) tarafından yazılan kitabın adı olarak kullanılan ''oikonomikos''kelimesi,''oikos'' (ev/hane) ve ''nomos'' (norm ya da yasa) sözcüklerinden oluşmuştur ve ''hane halkının yönetim ilkeleri''anlamını taşımaktadır.Dolayısıyla bu çağda ortaya çıkan iktisadi sorunlar daha yüzeysel bir şekilde ele alınarak ya hane yönetimi ilkelerine ya da siyasal sorunlara ilişkin görüşler çerçevesinde çözüm yollarına gidilmiştir.

Sonuç olarak,Yunan kültürü,ekonomiye piyasa yaklaşımından değil yönetim açısından yaklaşmıştır.
O çağda Yunanlıların asıl üzerinde durdukları konu siyaset olurken diğer yandan toplumsal yapının özellikleri,ekonominin gelişimini olumsuz etkilemiştir.İktisadi faaliyetlerin gelişememiş olmasının diğer bazı nedenleri ise örneğin,eski çağın seçkinleri,ticaret yoluyla servet edinmekten hoşlanmıyordu.Bu toplumların ekonomileri köle emeğine dayanıyordu ve Antik Çağ Yunanlıları ve Romalıları,serveti iktisadi hayata katılarak değil hukuku ve siyaseti kullanarak elde ediyordu.

Kaynak:İktisadi Düşünceler Tarihi Öğretimi Ders Kitabı






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Marshall-Lerner Koşulu ve J Eğrisi

Likidite Tuzağı Nedir

ABBASİLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR, SANAT VE (B)İLİM