Kayıtlar

Yeni Ahit Çelişkileri; 2 Örnek...

Resim
Hristiyan Kutsal Metinlerdeki Çelişkiler; 1.Örnek... Hristiyan kutsal metinlere göre İsa'nın, ölüp dirildikten sonra, 40 gün kadar insanlar arasında vaazlar verdiğini biliyoruz. Bu 40 gün sonunda İsa, öğrencilerine çeşitli ilahi telkinlerde bulunduktan sonra, tekrar geri gelmek üzere onlardan ayrılıp göğe alındığını da okuyoruz. İsa'nın bu geri dönüşü esnasında; hangi olay ve hadiselerin gerçekleşeceğini; bu geri dönüşün belirtileri ve habercisi niteliğini haiz ne tür gelişmelerin ortaya çıkacağını, yine Hristiyan kutsal metinlerden öğrenebiliyoruz. Bu metinlerden biri, Pavlus'un M.S. 50'lilerde (İsa'dan 20 yıl sonra) Selaniklilere yazdığı birinci mektubudur. ''Rab'bin (İsa'nın) kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih'e ait ölüler (geçmişte ona inanmış, fakat hayatta olmayanlar) dirilecek. Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış olanlar, onlarla (dirilenlerle) birlik

Necmettin Erbakan ve Evrim Teorisi

Türk siyasal kültürünün ihyası ve sağaltımı konusunda; aziz Türk milletine sunmak ve teklif etmek istediğim reçetelerin bir diğeri de, "entelektüel siyasi figürler" yetiştirmektir. Özellikle başkanlık, bakanlık ve devlet başkanlığı gibi üst düzey makam ve mevkilerle buluşturacağımız isimlerin, bu kriteri karşılaması gerektiğini düşünüyorum.  Hatırlarsanız; Necmettin Erbakan'la, bu siyasal iklim ve hava kısmen tesis edilebilmişti. Kendisi başarılı bir makine mühendisi olarak yıllarca Almanya'da hizmetlerde bulunmuş; sonrasında memleketine dönmüş ve bu sefer ülkesi için ter dökmüştü. Hatta kendisinin, kürsülerde "Evrim Teorisi" hakkında konuşma yaptığı görüntüleri bile var. Bugün, hiçbir siyasi liderde, bu bilimsel dil, üslup ve farkındalığı göremiyoruz (!)  Doğanın/tabiatın kendisi bile homojen (tek tip) değil, heterojen (çeşitlilik arz eden) bir yapıdadır. Örneğin, bitkiler alemine bakıyoruz; 1 tane çicek türü yok... Lalesi var, gülü var, menekşesi var, ork

Yeni Model Önerisi

Siyasi seçimlerin kazananı ve kaybedeni olmaz... Olmamalı... Bu tür siyasi tatlı rekabetlerin olduğu zamanlarda; "1 numara ve şampiyon olamadığı için" hiç kimse: "Ben küstüm, oynamıyorum" dememeli; Siyasi rakibi; ezeli ve ebedi dostuna karşı kin, nefret ve sevgisizlik beslememeli. Bu tür durum ve atmosferde; ülke ve toplum olarak son derece sakin, profesyonel ve mutedil kalabilmeliyiz. Bunu siyasi bir kültür ve sistem haline getirebilmeliyiz. Spordaki şiddet ve nefret dilini; fanatizm ve holiganizmi devlet işlerine karıştırmamalıyız.  Siyasi seçimlerin bir bayram havasında geçmesini teklif ediyorum. Curcuna ve cümbüşün olmadığı; kimsenin kimseyi kırıp-üzmediği; aklî selimin ve sağ duyunun hakim olduğu bir siyasi/toplumsal iklim inşa edebiliriz, diye düşünüyorum. Vatandaş, hizmette bulunacak olan siyasilere, bağımsızlara ve kurmaylarına Türkiye Cumhuriyeti'ne ve bu devletin geleceğine hizmetlerde bulunmaları için görev ve yetki veriyor.  Bu dönemlerde tek bir özn

Big Bang (Evren)'den Önce Ne Vardı ?

Resim
Sevgili dostlar merhaba. Bugün; sosyal medyada karşıma çıkan bir video üzerine, bu yazıyı kaleme almak istedim. Videoda, Evren ve öncesi tartışılıyordu. Bu konu, benim de son bir kaç gündür hakkında okumalar yaptığım ve aynı zamanda din felsefesi alanına da giren bir mesele olduğundan, konu ilgimi çekti ve okumalarım sırasında büyük bir keyifle öğrenmeye çalıştığım bilgileri, mümkün olduğunca basit bir şekilde anlatarak sizlerle de paylaşma arzusu zihnimde hasıl oldu, iyi okumalar diliyorum.  En son söylenecek sözü şimdi söyleyerek kısa bir girizgah yapmayı; sonrasında ise, meseleyi tüm detaylarıyla irdelemeyi ve tartışmayı planlıyorum. ''Evren öncesi veya Evren'in olmadığı an/dönem" gibi ifade ve tümceler, mevcut veriler ışığında bilimsel durmuyor. Şöyle ki: insanlık olarak biliyoruz ki; Evren'in en erken dönemine gitmek istediğimizde, Evren'in, oluşmaya başladığı andan, en fazla 10^-43 (on üzeri eksi kırk üç) saniye kadar öncesine gidebiliyoruz. Bu süre, nano

Mehdi'ye Reddiye (!)

Resim
  ''Cehaletin yaygın olduğu toplumlarda din ticareti en karlı kazançtır. Bir cahile tahakküm etmek istiyorsan batıl meseleleri dini bir kılıfa sokman yeterli.''    -İbn Rüşd- ''Belirli İslam ülkelerinde fedakar dost veya azılı düşman aramak ve bulmak alışkanlığımız oldu ve bu durumu dış siyaset olarak isimlendirdik. Ne gerçek dost ne de hakiki düşman olmadığını anladığımız ve kendi sorunlarımız için 'düşmanın felaket planlarını' değil, kendimizi suçlu gördüğümüz zaman; daha az hayal kırıklığı, sorunların azaldığı ve olgunlaşmamızın başladığı bir dönem yaşarız.''  -Aliya İzzetbegovic- "Müslüman dünyasında muhafazakâr düşüncesinin, tek olmasa da, en büyük temsilcileri şeyh ve hocaların kesimidir. Onlar, İslam'ın, 'İslam'da ruhbaniyet (soyutlanma, dünyadan el-etek çekme, izole olma) yoktur' şeklindeki açık düsturuna rağmen, kendilerini ayrı bir sınıf gibi organize ettiler ve İslam'ın yorumlanmasını tekellerine alarak kendile

Farabi ve İbn Miskeveyh'te Tanrı (İlk Neden), Madde ve Canlılığın Oluşumu...

Resim
 Herkese selam. Uzun süredir ihmal etmiş olduğum blog yazılarıma, dinler tarihi temalı bir içerik ve yazıyla tekrar start vermeyi düşünüyordum. Yazı, Kur'an'da geçmekte olan ''Zülkarneyn'' kıssası ve kendisinin tarihsel kimliği hakkında olacaktı; fakat o konuya dair okumalarımı henüz bitirememiş olmam ve araya daha leziz bir mesele ve konunun girmiş olması, dikkatimin bu tarafa -daha çok- yönelmesine neden oldu. Bu yazıda kaleme almak istediğim konu, yaklaşık 1000 sene önce yaşamış bazı İslam filozoflarının Tanrı'ya, varlık alemine, maddeye ve canlılığın meydana geliş süreçlerine dair yaptıkları ilgi çekici ve ufuk açıcı yorumları üzerine olacak.  Faydalanacağım temel kaynaklar, Farabi'nin 10.yy'da kaleme aldığı ''İdeal Devlet'' kitabı ve Farabi'den yaklaşık bir yüzyıl sonra yaşamış olan İbn Miskeveyh'in, ''Tanrı-Nefs-Nübüvvet''  isimli kitabı olacak. Bu isimler, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere ''fil

Kozmik Tehdit !

Resim
                          Türlerinin tükenme riski ve tehditi ile karşı karşıya kalan Dünya dışı canlı formu  Andromedalıların, yaşam ve nesillerini idame ettirebilmeleri için artık tek bir çareleri kalmıştır; tükenmek üzere olan enerji/yaşam kaynaklarına iyi bir alternatif olan insan/human kök hücresi örneğini ele geçirmek !  Amaç; sahip oldukları ileri bilim-teknik (teknolojik) ve derin ilmî (bilimsel) imkânlarla; insan geni ile kendi genlerini karıştırarak melez ve yarı organik (yarı insan-triborg) bir canlı türü olarak hayatlarına daha dayanıklı, daha sağlıklı ve uzun ömürlü devam edebilmek...    Bu amaçlarını  "Hom-Alien Projesi" olarak adlandırıyorlardı ve hayati öneme sahipti. Hom-Alien projesi kapsamında, Alien ırkının ele geçirmek istediği insan hücresi modeli. Uzun uğraşlar ve araştırmalar sonucu Alien ırkı (Andromedalılar), kendileri için hayatî öneme sahip uygun enerji kaynağının, ancak ve sadece kendi bulundukları Andromeda Galaksisi'nden yaklaşık 2,5 milyon